Bir memur ailesi geleneğini tekrarlayarak altın kitaplar çocuk dizisini sevimli bir çantayla beraber taksitle aldığımız gün kütüphane mevhumuyla da yakından tanışmıştım. Evde büyükçe kütüphanede bir rafım olmuştu, ne büyük mutluluk. Üzerinden geçen 20 küsür seneden sonra kitap koyamaz, yer bulamaz hale gelmek, gittikçe kütüphaneyi genişletmek, kitapları yatay koymak, çift sıra yapmak gibi zorluklarla baş ettim. İngilizce kitap pdf’lerine internetten erişebilir hale gelmek bir süre kitap alma konusunda yavaşlama yaratsa bile maaşlı bir işte çalışmaya başlayınca alamadığım kitapları aldım. Gözlerim tüm gün monitöre bakmaktan yorgun düşünce pdf’ler de okunamaz oldu. İyice dijitalize olan yaşamımdaki ender analog şeylerden birisi kitaplar veya kitaplardı mı demeliyim. Çünkü yakın zamanda kindle ile tanıştım.
Kindle ve benzeri e-kitap okuyucuların büyük kısmı gibi, pek çoğunuzun bildiği üzere gerçek kitap okuma deneyimine yakın bir his veren elektronik mürekkep teknolojisini kullanıyor. Bu sayede kağıttan okur gibi okuyabiliyorsunuz çünkü cihaz bir ışık kaynağı olmuyor, tersine kitap okuyabilmek için aydınlatmaya ihtiyacınız oluyor. Kitabı bir nesne olarak da çokça seven beni kendisine bağımlı kılmayı başardı. Üstelik Calibre programıyla günlük gazetelerden sık takip ettiğim web sitelerine kadar okunacakları ona gönderebiliyorum. Sürekli seyahat eden benim gibi birisi için büyük rahatlık. Bavullarım da hafifledi. Tabi kindle teknolojisini hızlıca kavramam ve sorunları çözmem kindle için faydalı bilgiler sitesiyle mümkün oldu.
E-kitaplarla yakından tanışınca kitabın geleceğinin çok parlak ama bunun karşısında yayıncılığın geleceğinin biraz karanlık olduğunu düşünmeye başladım. Sıkı okurların favori yayınevleri, çevirmenleri olur malum. Bir kitabın hangi yayınevinden çıktığı o kitapla ilgili ilk fikri de insana veriyor, çünkü yayınevleri bir seçim yapıyor ve kitabı okur için en iyi hale getirmeye uğraşıyor. Bu sayede dil, imla, mizanpaj iyi hale geliyor ve seçim sayesinde nitelikli eserlere ulaşabilir oluyorsunuz. Örneğin Yordam, Dipnot gibi yayınevlerinin çıkardıklarını ilk baştan kendime yakın buluyorum. Onların kitaplarını okumak için daha az düşünüyorum. E-kitap için yayınevleri hemen ortadan kalkmayacak elbette ama kitabın dijitalize olmasıyla kitap sadece internetten satılan bir hale gelecek. Kitap arzı çok artacak, kişisel yayıncılık çok kolaylaşacak ve bu yayınevlerinin işini zorlaştıracak. Bir yandan yayıncılıktaki tekelin ortadan kalkacağını, Türkiye’nin prestijli diye bilinen yayınevlerinin üç otuz teliflerle insanları sömüremeyeceğini düşünebiliriz ama küçük yayıncılık az sayıda kitapla dijital pazarda nasıl tutunabilir? Kentlerimizdeki kitapçılar “kitapmarketlere” yenik düştüğü için kaygı duyuyorum.